Dünya tarihinin her döneminde var olan, her dönemine damgasını vurmuş, her dönemde isminden söz ettirmiş, kimseye boyun eğmemiş  BİR dedelerin torunlarıyız biz. Kimsenin boyunduruğu altına girmemiş, yalnız HAK’ka tapan dedelerin torunlarıyız biz. Gittiğimiz her coğrafyada merhameti ile, adaleti ve namusu ile saygı duyulan dedelerin torunlarıyız biz. Şanlı şerefli TÜRK milletiyiz biz.

Mimarisiyle, edebiyatıyla, ilmiyle çağ açmış, çağ kapatmış dedelerimiz, daha Ortalık Asya’da iken bir oturup, bir kalkarlardı. Hep beraber yer, içer hep birlik ve beraberlik içinde idi. Bizi ayakta tutan birlik beraberlik duygumuz idi.

Bizi ayakta tutan bu birlik duygumuz ile Anadolu coğrafyasında yüz yıllarca otağ tuttuk. Yine bir yedik, bir içtik. Hep birlikte omuz omuza savaşıp Türk, Boşnak, Kürt, Laz, Tatar bir sancağın altında yedi düvele diz çöktürdük. Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün önderliğinde, cumhuriyet Türkiye’sinde de bu böyle oldu. O asil kanı taşıyan dedelerin, asil torunları olarak aynı masada yedik, içtik, sonra da kalktık omuz omuza, saf saf ibadete durduk. Zaten bu şekilde tüm dünyanın özendiği şanlı Çanakkale Destanı ortaya çıktı.

Ne var ki bir şeyler oldu bize ! O aynı masada oturan kardeşler birbirinden yemeğini kıskanır oldu. Aynı safta ibadete duran kardeşler birbirini imansızlıkla suçlar oldu. Komşu, komşunun külüne muhtaç diyen, ev alma komşu al diyen dedelerin torunları, komşusunu tanımaz oldu. Güvensizlikler aşılandı. Kadın, Orta Asya’dan beri ECE iken şimdi şiddet görür oldu.

Asya’dan atlarımızla geldik, atlarımızdan indik ama gözlüklerinden vaz geçemedik. Her şeye at gözlüğü ile bakar olduk , herkese ön yargı ile bakar oldu. Oysa insan dışı ile karşılanır içi ile uğurlanır demişti atalarımız. Bir siyaset muhabbetidir ki aldı başını gitti. Öz kardeşimize, sağcı solcu diye bakar olduk.

Belki de tüm bunların sebebi, öz tarihimizi unutup, öz tarihimizi başkabaşka milletlerin tarihçilerinden  okumamızdı sebebi. Yanlış yorumlanmış tarihti... Torunlar dedelerine küstürüldü, adetlerimiz gericilik olarak algılandı. Koptuk, ayrıştırıldık. Bizi bölmek isteyenlerin tam da istediği kıvama getirildik. 

Ey Türk Gençliği ! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilalebet muhafaza ve müdafaa etmektir unutma !  Çanakkale’de sen özgür yaşa diye, karısını, çocuğunu bırakıp kanını döken, gazi olan, şehit olan dedenin kanı hakkı için bir ol, beraber ol unutma ! Barış Manço abimiz; üstünüzde taşıdığınız bu AY-YILDIZLI pasaportun kıymetini iyi bilin, demişti gitmeden, unutma !  MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET İSE, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR, BUNU HİÇ UNUTMA !!!

 Çanakkale’de savaşmış tüm kefensiz yatanlarımız için El-Fatiha...