Memleketim Bilecik seramiğin başkentidir. Seramik deyince iki tür aklımıza geliyor. Biri bir zamanlar benim de uğraştığım sanatsal olanı, diğeri ise endüstriyel seramik. Günümüzde sanatsal üretim azalmakla birlikte kurulan yeni fabrikalarla endüstriyel üretim hızla artmaktadır. Bunun sebebi ise seramik üretiminde kullanılan beyaz toprağın insan sağlığına zararlı olmasıdır. Avrupa ülkeleri birtakım kısıtlamaya gitmiş ve üretim, gelişmekte olan ülkelere kaydırılmıştır.

20 30 yıl önce kot kumlayanların yakalandığı silikozis artık ne yazık ki seramik sektörünün meslek hastalığıdır. Bu bir akciğer hastalığıdır. Hastaların yaşam kalitelerini sürdürebilmesi için bol oksijenli ortamlarda tedavi edilmeleri gereklidir. Bugün Bozüyük’te bakır madeni ve mermer ocakları açılarak tahrip edilecek, doğa bu hastaların tedavi yöntemlerinin uygulanacağı yegane yerdir. Geçtiğimiz yıl Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi bünyesinde tıp fakültesi kurulması kararı alınmıştır.

Bilimsel açıdan bakıldığında nüfus yoğunluğu az olan yerlerde açılan tıp fakültesi öğrencilerinin tam manasıyla eğitim alamadıkları söylenmektedir. Üniversitenin fakülte bünyesinde bu ormanlar içinde kuracağı bir göğüs ve meslek hastalıkları hastanesine sadece Bilecik değil bölgeden hastalar gelip burada tedavi olacaktır. Hastane tıp personeli dışındaki diğer kadrolarla bölgeye istihdam sağlayacağı gibi burada yetişecek genç doktorların meslek kalitelerinin artmasına sebep olup aynı zamanda fakültenin marka değerini arttıracaktır.

Unutulmamalıdır ki memleketten çıkardığımız devlet adamlarından sağlık bakan yardımcımız Halil Eldemir Bey'in katkılarıyla Bilecik ve Bozüyük Devlet Hastaneleri yapılmıştır. Yine destekleriyle bu önemli hastanenin yapılmasına hiçbir engel yoktur. Elimizde altın gibi kıymetli, değerli ata topraklarını bakır madeni ve mermer ocakları açarak heba etmeyelim. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi mutlaka buraya yapılmalıdır. Seramik sektörü çalışanlarının buna ihtiyacı vardır.