Bizim Bozüyük
Bozüyük Tarihi

Asya ile Avrupa arasında doğal bir köprü görevi gören Anadolu’nun hemen her köşesi bu önemle jeopolitik konumu nedeniyle, ilkçağlardan buyana hareketli ve zengin bir tarihe sahiptir. İlkçağlardan beri bu bölgede sırasıyla Hititlerin M.Ö 1200 yıllarından sonra balkanlardan gelen Firigya’lıların bölgeye egemen olduğu şimdiki İçköy, Yaylacık ve Manişer olarak adlandırılan kesimlerde tarihi Mina şehrinin kurulmuş olduğu antik kalıntılardan anlaşılmaktadır. Bölgedeki yaklaşık 600 yıllık Frig egemenliğini doğudan Kafkaslardan gelen Kimmer’ler son vermişlerdir. Kimmer’lerin yaklaşık 1 asırlık egemenliğine batıdan gelen Lidyalılar son vermiştir.

Bundan sonraki asırlarda sırayla bölgeye doğudan gelen persler ile batıdan gelen büyük İskender komutasındaki Makedonyalılar egemen olmuştur. İskender imparatorluğu parçalanınca bölgede uzun yıllar bu imparatorluğun parçası olan Bitinyalılar yaşamıştır. Sonraları roma imparatorluğu egemenliğine giren bölge M.S 395 yılından sonra doğu roma yani Bizans egemenliğine katılmıştır. Bu yıllar da Bozüyük’ün adını ‘’LAMUNİA’’ olduğu bilinmektedir.

600-720 yılları arasında bölge, İstanbul’u almak için gelen Arap Emevi kuvvetlerinin geçit yeri olmuştur.

1071 yılında doğudan gelen Selçuklu Türklerinin Malazgirt Savaşı sonucu, Bizans İmparatorluğuna yenilgiye uğramasıyla Bozüyük ve çevresi Selçuklu Türklerinin egemenliğine geçmiştir.

Bundan sonrada bölge sık sık el değiştirmiştir. Daha ileriki yıllarda (M.S. 11. Asır ve daha sonra ) haçlı seferlerinde özellikle 1. Haçlı seferlerinde bölge zaman zaman hristiyanla Müslümanlar arasında el değiştirmiştir. Bu konudaki en yakın tarihi olay Eskişehir yakınlarındaki 1095 yılında yapılan haçlı komutanı Godefdoit ile Selçuklu hükümdarı Kılıçarslan arasındaki Dorylaion savaşıdır.

Selçukluların Anadolu’ya egemen olmasıyla birlikte Bozüyük sultan önü uç beyliğini bir kariyesi (köy) idi Selçuklu hükümdarı  II. Gıyaseddin Mesudun 1289 tarihinde Osman beye gönderdiği 2. Menşurunda Eskişehir’den yeni şehre kadar olan bölgeyi bir sancak kabul edip Osman beye vermesiyle Bozüyük’te o tarihten itibaren Osmanlı egemenliğine girmiştir.

1525 ten önce bugünkü Bozüyük’ün yerinde Çay köy, Arıklar, Üçköy ve Atkaybı köyleri bulunmaktaydı.

Osmanlı devletinde gerek sınırlarda savaşan orduların, gerekse cepheye giren orduların yol boyunca beslenmesin de halka yüklemiştir. Bu amaçla ordunun hareketinde önce izleyeceği askeri yol, kısa bir süre için dinleneceği noktalar belirlenmekte ve bu yerlerde ordunu yiyecek ve yem olarak kullanacağı Zaire miktarı saptanarak kadınlardan bunları sağlaması istenmekteydi. Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat seferine çıkacak Kasımpaşa komutasındaki ordunun Bozüyük’te konaklayacağı haberi gelince, ordunun ihtiyacı olan erzak karşılanır. Kasımpaşa bu yardımlardan çok memnun kalır. ‘’eğer savaşı kazanıp dönersem bu 4 köyün ortasına bir cami yaptıracağım.’’ der. Savaştan zaferle dönen komutan sözünü tutup cami ve külliyeyi (han, hamam, yemekhane, sübyan mektebi gibi eklentileri) 1525-1528 yılları arasında yaptırır. Cami ve külliyenin yapılmasıyla birlikte bu 4 köy halkı birer ikişer şimdiki Kasımpaşa mahallesinin bulunduğu yerde toplanarak bugünkü Bozüyük ‘ü oluştururlar.

Bozüyük uzun yıllar sultanönü sancağının kariyesi durumunda kalmıştır. 93 harbi diye bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlarından sonra balkanlardan kaçarak Anadolu’ya göç eden Türkler’in büyük bir bölümünün Bozüyük’te yerleşmeleri sağlanınca nüfus artmış, daha sonra bucak ve belediye kurumları kurulmuştur.

Bozüyük ‘ün bucak durumuna getirilmesinin ilginç bir öyküsü vardır. Rivayete göre Bozüyük ‘ün ileri gelenleri buranın bucak olması için aralarında anlaşarak İnönü bucak müdürünü kaçırmayı planlarlar. Daha önceden müdürün oturacağı resmi dairesi ve evi hazırlanır. Bir gece geç saatlerde atlı arabalarla İnönü’ye giderek bucak müdürünü kaçırıp Bozüyük ‘e getirirler. Ertesi gün müdürün kaçırıldığını anlayan İnönü’lüler durumu yetkililere bildirirler yetkililer bu duruma çok şaşırır. Çünkü böyle bir olay o zamana kadar ne duyulmuş nede görülmüştür. Bozüyüklülerin bu hareketi çok hoşlarına gider. İnönülülere yeni bir bucak müdürü sözü vererek kaçırılan müdürün Bozüyük’te kalmasını sağlarlar. Bu olaya kadar Söğüt kazasının İnönü’ye bağlı köydü.

Böyle bir yöntemle bucak merkezi olan Bozüyük, önce söğüt ‘e bağlandı 1885’de Ertuğrul livası kurulunca Söğüt ‘ün bucağı olarak bu livaya bağlandı. 1924’te iller teşkilatının kurulması ile Söğüt ‘e bağlı bucak olarak Bilecik iline bağlandı 1926’da İnönü bucağını kapsayacak biçimde, Bilecek’ in ilçesi olmuştur. 1963’e kadar Bozüyük ‘ün bucağı olan İnönü, o yıl Eskişehir’in merkez ilçesine bağlanmış, sonunda 1987’de Eskişehir’in ilçesi olmuştur. 1995 yılında Söğüt’e bağlı Düzdağ 1997 yılında yine Söğüt’e bağlı Metristepe (doruk )köyleri Bozüyük’e bağlanmıştır.

Kurtuluş savaşında batı cephesinin ilk kuruluş günlerinde (18 Haziran 1920) Bozüyük bir müddet cephe karargahı olmuş ve halkın gösterdiği vatan sevgisi ve fedakarlıkla 1920 Haziranında başlayan ve bursa nı düşmesiyle sonuçlanan ilk düşman taaruzu’nun Eskişehir’e doğru ilerlemesini durdurmakta olduğumuz için bir dayanak olmuştur.1. ve 2. İnönü Savaşlarında, 9 Ocak 1921-14 mart 1921, 26 mart-1 nisan 1921 arasında kısa süreli yunan işgaline uğrayan Bozüyük, 12 Temmuz 1921’de üçüncü kez Yunan işgaline uğramış, 4 eylül 1922 ‘de harp bir halde işgalden kurtulmuştur.

Haber Yazılımı